5 Kasım 2010 Cuma

TARIM İŞİNDE SİGORTA KAPSAMININ BAŞLANGICI

T.C
Y A R G I T A Y
Onuncu Hukuk Dairesi
1992001370


ÖZETİ:
Tarım işi sayılan yerlerde ücretle çalışan işçilerin Sosyal Sigortalar
Kanunu kapsamına alınmaları, 24.11.1977 tarihinde yürürlüğe giren 2100 sayılı
Yasa ile düzenlenmiştir. Anılan Yasa gereği 24.4.1977 tarihinden önceki
çalışmalar sigorta kapsamına alınamaz.



KARAR :
Hizmet tesbitine ilişkin olarak açılan davalarda 506 sayılı Yasanın 79/8.
maddesinde öngörülen koşulların hakim tarafından dikkate alınması gerekir.
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 1.7.1976 - 1.6.1992 tarihleri
arasında asgari ücretle geçen çalışmalarının tesbitiyle, sigortalı
hizmetlerden sayılmasına karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.

Hükmün, davalılardan kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz
isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan
sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

Davacı sigortalının; 1.7.1976 ve 1.6.1992 tarihleri arasında, sürekli
sigortalı sayılması gereken hizmetlerinin saptanmasına ilişkin istemi
mahkemece kimi tanık beyanlarına göre aynen hüküm altına alınmıştır.

Öncelikle şu husus belirtilmelidir ki; davacının çalıştığı iddia olunan
işyeri, hayvan üretimi yapılan bir işyeridir. Kısaca tarım işi sayılan bir
yerdir. Bu yerlerde ücretle çalışan işçilerin Sosyal Sigortalar Kanunu
kapsamına alınmaları, 24.11.1977 tarihinde yürürlüğe giren 2100 sayılı Yasa
ile mümkün olmuştur. Şu duruma göre, bir tarım işçisi olan davacının, bu
tarihten önceki, çalışmalarının sigortalı olarak kabulü usul ve yasaya aykırı
olup bozma nedenidir. Belirtilen tarihten sonraki çalışmalara gelince; 506
sayılı Yasanın 79/8. maddesine göre açılan bu tür tesbit davalarının Kamu
düzenini ilgilendirmesi nedeniyle, gösterilmesi mümkün olabilecek ölçüde,
duyarlılık ve özen içerisinde yürütülmesi zorunludur. Yasa, açıkca bu
davaların ne gibi kanıtlarla ispatlanabileceğini göstermemiş ve yazılı delil
getirmesinde bir zorunluluk da aranmamışsada getirilen delillerin inandırıcı
ve doyurucu nitelikte olması gereği ortadadır. Dava konusu olayda, davanın
kabulü için yeterli ve inandırıcı deliller mevcut bulunmamaktadır. Davacı
tanıkları, iddia edildiği gibi çok uzun süreli bir çalışmaya nasıl tanık
olduklarını açıklayamamışlardır. Bunun yanında, bu beyanlar ile işyerinde
muhtelif tarihlerde Kurum yetkililerince yapılan tesbitlerdeki saptamalar
birbirini doğrulamamaktadır. Gerçekten, işyerinde müfettişlerin, orada
çalışanların ve yetkililerin beyanlarına göre yapmış oldukları, 18.11.1981,
23.3.1982, 21.10.1986 ve 22.1.1990 tarihli saptamalarda davacının ismine
rastlanılamadığı gibi, davalı işyerinde çalıştıklarını iddia eden tanıkların
adlarına da rastlanılamamıştır. Kurum müfettiş tutanakları ise, 506 sayılı
Yasanın 130. maddesi uyarınca aksi kanıtlanıncaya kadar, geçerli sayılması
gereken belgelerdendir.

Dava konusu olayda, bu tutanakların aksi kanıtlanamadığı gibi, davacının
işveren tarafından Kuruma bildirilen çalışmaları dışında, başkaca çalışmaları
olduğu belirlenememiştir. Bu tür bir inceleme ile karar verilmesi ise, usul
ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Mahkemece yapılacak iş, gereğinde
soruşturmayı genişletmek işyeri kayıtlarını, ücret bordrolarını ve diğer
belgeleri incelemek, davacının bu işyerinde başkaca çalışmalarının kayıtlarda
gözüküp gözükmediğini saptamak, dosya içerisinde bulunan tutanaklarda
isimleri geçen tanık beyanlarına başvurmak, davacının isminin bu tutanaklarda
yer almayışı nedenini araştırmak, işyeri yetkililerinin bilgilerini dahi
saptamak ve toplanacak tüm delilleri birlikte değerlendirerek sonuca
gitmekten ibarettir. Mahkemece, açıklanan türde araştırma ve saptama
yapılmadan, yetersiz ve inandırıcı olmayan tanık beyanlarına göre davayı
kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli,
hüküm bozulmalıdır.

S o n u ç : Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA),
7.4.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.